21 Ekim 2010

Please Give (2010)



Sıradan insanların, sıradan yaşamlarında çok derinlere itilmiş belki de ertelenmiş vicdan muhasebelerinin aynı sıradanlıkta anlatıldığı duru bir film.




Fakat bu sıradanlığın işleniş biçimi sıkıcılıktan çok uzak. Belki aylarca etkisinde kalacağınız bir film değil ama izlediğiniz süre boyunca herhangi bir bayatlığa ya da gereksiz bir ayrıntıya rastlamıyorsunuz. Çok çarpıcı bir senaryoya sahip olmasa da elindeki senaryoyu çok doğru bir şekilde işleyerek daha başından “vicdan” kavramının etrafında dolaşıyor, izleyiciye vermek istediği mesajı şaşırtıcı bir son ya da çarpıcı tek bir sahneyle değil, filmin tamamına yayarak veriyor. Aynı zamanda metropol insanının rutin yaşantısı içerisinde robotlaşarak filmlerde, romanlarda en dramatik şekliyle anlatılan bir takım olaylara karşı verdiği tepkinin bile gerçek yaşamda ne denli sıradan göründüğünün altını çiziyor.



Teknik açıdan ise en doruk noktalara ulaşmasına alışılmış sahneleri sıradanlığı bozmadan yansıtılması dışında, kendine özgü bir stile sahip olduğu söylenemez. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Sende düşünceni paylaşmak ister misin?