1 Kasım 2010

Chloe (2009)


Erkeklerin sürekli kadınları anlamaya çalışıp bir türlü işin içinden çıkamadığı, ancak kadınların erkeği çözmüş bir şekilde parmağında oynattığı yönünde genel bir kanı vardır. Sanki erkek daima “Kadınlar ne ister?” sorusunun cevabını ararken, kadında karşı cinsin bütün gizli sırlarını keşfetmiş ve onu kendisinden daha iyi tanımışçasına erkeklerle ilgili genel soruları soran taraf olmaz çoğu zaman. Hatta daha çok erkeklerle ilgili genellemeleri yapan taraf olur filmlerde, kitaplarda.




Ama Chloe filminde kazın ayağı pek öyle değil. Daha doğrusu kazın ayağı öyleymiş gibi ilerliyor bir zaman ancak film daha sonradan karıştırıyor kafaları. Kocasının kendisini aldattığından şüphelenen Catherine, şüphelerinin doğruluğunu sınamak için mesleğinde en iyi olan ve yüksek meblağlarla çalışan Chloe adındaki fahişeyle anlaşıyor, kocasının koynuna girsin diye. Buraya kadar girişi, gelişmesi ve sonucuyla ortaya bir film çıkarmaya yetecek konu unsuru halledilmiş gibi sanki. Hatta izleyici kendini bu hikâyeyi izlemeye hazırlıyor ve keyif alacağını düşünüyor. Tabi filmin yönetmeni Atom Egoyan’ın tek amacı izleyicinin keyif alacağı bir film yapmak olsaydı her şey anlattığım gibi ilerleyebilirdi. Ancak Erin Cressida Wilson işin içine erkeğin de kadın kadar karmaşık yapısını, cinsel rol ve yönelimleri ve kara sevdayı sokunca sadece eğlencelik bir filmden daha fazlası çıkıyor ortaya.



Aslında genel sorun çoğu izleyicinin ve sinemacının erkek ve kadın adı altında heteroseksüel ilişkileri masaya yatırmasından kaynaklanıyor.  Aynı erkek ve kadının sahip olduğu diğer cinsel yönelimler bugüne değin çok işlenmediğinden farklı cinsel yönelime sahip bir karakteri çözümlerken sıkıntı çekiyoruz. Hatta diğer yönelimlerle heteroseksüel metalar kadar sinemada karşılaşmaya alışık olmadığımızdan, yine diğer cinsel yönelimler günümüzde başarılı sürpriz sonlar yaratmak konusunda da çok işe yarıyor, nitekim tahmin edilemiyor. Chloe’de de aynen böyle bir durum var. Olanak vermemeyi yeğlediğimiz farklı bir cinsel yönelimin farklı etkileşimlerini yönetmen gözümüze soka soka göstermesine rağmen bir türlü göremiyoruz. Çünkü filmdeki heteroseksüel yapıya o kadar odaklanmışız ki, tüm belirtileriyle karşımızda patlak veren, başka bir cinsel yönelime ait kur yapma, ve flört durumlarının farkına bile varmıyoruz.



Yönetmenin güçlü oyuncularla çalışmış olması bu karmaşık karakterlerin bu kadar iyi çözümlenmesine olanak tanımış. Sanki oyunculuklarda herhangi bir zayıflık olsa, film karakterleri aracılığıyla vermeyi başardığı bazı mesajları asla ulaştıramazmış gibi geldi bana. Bütün filmi ele aldığımızda sanki tüm karakterler, tek bir karakterin farklı psikolojik durumlarını izleyiciye aksettiriyormuş gibi duruyor, o da ayrı bir güzellik.




Filmin Resmi Web Sitesi
Filmin Fragmanı
Filmin IMDb Sayfası

0 yorum:

Yorum Gönder

Sende düşünceni paylaşmak ister misin?