1 Haziran 2011

Red Riding Hood (2011)


Red Riding Hood eğlenceli ama alt metni doldurulamamış boş bir film. Bildiğimiz Kırmızı Başlıklı Kız masalını biraz allayıp pullayıp, önümüze sürmüşler fakat alt metni doldurma denemelerinin hiç birisi başarılı olamamış. Sanki sadece son zamanlarda epey hareketlenen, vampir ve kurtadam piyasasına yeni bir ürün vermek adına çekilmiş gibi.


Kurtadam mitini Kırmızı Başlıklı Kız masalına uyarlamak çok yaratıcı bir fikir, lakin Red Riding Hood gibi bir filmde bu fikrin ziyan olduğu apaçık ortada. Zaten yönetmen koltuğuna bakınca da Twilight fenomeninin sinema macerasına başlamasına sebep olan Catherine Hardwicke’i görüyoruz. Gary Oldman ve Amanda Seyfried ise Hardwicke yönetiminde kendilerinden beklenmeyecek derece de kötü performanslar sergiliyorlar. Yani varlıkları filmi kurtarmaya yetmiyor.


Filmin bütününde hakim olan bir abartı söz konusu, bu abartı bazı filmlerde doğru noktalarda tercih edildiğinde hoşta durabiliyor ama bu filmde –oyunculuklarda etkili olan abartıyı da düşününce- bir felaket yaratmış. Sanat yönetimi dekor ve setin oluşturulması açısından son derece başarılı bir atmosfer yaratıyor olsa da kıyafetler konusunda bir o kadar kötü… Senaryo ise, üzerinde daha uzun süre çalışmayı gerektiriyor. Belki bu sayede komik duran diyaloglardan ve özellikle filmin başlarında gördüğümüz, kıskançlığın tetiklediği ve karizmatik ve seksi durması amaçlanmasına karşın komik olan sahne filmden çıkarılabilirdi.
Şöyle bir düşününce, tüm bu kötü özellikler içerisinde, filmi batıran ve aslında cidden etkileyici bir film olabilecekken, eğlencelik bir çerez haline getiren şey senaryo! Merak ediyorum acaba çekmeye karar vermeden önce kimseye okutmadılar mı o senaryoyu?

0 yorum:

Yorum Gönder

Sende düşünceni paylaşmak ister misin?