22 Mayıs 2010

Kıskanmak (2009)



Romanı okumuş biri olarak kitabın sinemaya çok başarılı bir şekilde uyarlandığını söyleyebilirim. Atmosfer,  karakterler, dönemin özellikleri son derece başarılı…





Zeki Demirkubuz ilk dönem filmini izleyicinin hafızasına etkileyici bir hikaye kazıyarak çekti.  1930’lu yılların Zonguldak’ında geçen film, bir dönem filmi fakat, genel olarak dönem filmi denildiği zaman akla gelen yüksek bütçeli prodüksiyonlar ve bol efektli savaş sahneleri gelmesin aklınıza. Çünkü film (ve tabî ki roman) birçok keskin karakteri bünyesinde barındırmasına rağmen aslında tek bir karakterin iç dünyası ve bakış açısına yöneliyor. Söz konusu karakter Seniha… aşırı çirkin, yabani sayılabilecek kadar mesafeli, korkutucu derecede donuk ve zeki olan Seniha’nın psikolojisi ve sanki duygudan yoksunmuş gibi fakat aslında duygu patlamalarıyla bezeli ruhsal çatışmaları, karakteri canlandıran Nergis Öztürk’ün de eşsiz performansıyla izleyicinin hafızasına kazınacak kadar etkili bir şekilde aktarılmış. Kendi izlediğim filmleri içerisinde unutulmaz karakterler arasına yerleştirebileceğim kadar sert, keskin ve sivri bir karakter…



Nahid Sırrı Örik’in romanının ardından filmi izleyince sanki Zeki Demirkubuz’un hikayeye stil açısından çok bir katkısı olmamış gibi görünebilir, fakat her ne kadar öyle görünse de ben bunu romandaki anlatım ile Zeki Demirkubuz’un kendi sinematik anlatımının çok iyi örtüşmesine bağlıyorum. Zeki Demirkubuz filmlerinde sıkça karşılaştığımız şey, hikayenin olaydan çok karaktere odaklanmasıdır. Nahid Sırrı Örik’in romanı da aynen böyle. Daha çok karakterlerin iç sesleriyle ilerleyen ve olaydan çok karakterlerin olay karşısında sergiledikleri tutumu öne çıkaran bir roman. Dolayısıyla tencere-kapak ilişkisi vuku bulmuş ve Zeki Demirkubuz’un anlatımı ile Nahid Sırrı Örik’in hikayesi mükemmel bir bütünlük oluşturarak sanki tamamıyla tek kişinin elinden çıkmış gibi bir etki yaratmış.



Film boyunca takıldığım tek ayrıntı Nusret Karakterini canlandıran oyuncunun karakterle çok bağdaşmaması oldu.  Aslında çok absürd sayılabilecek kadar gözüme batmamasına karşın, sanırım romanı okurken kafamda daha farklı canlandırdığımdan olsa gerek tam olarak oyuncunun görüntüsü ve performansıyla karakteri bütünleştiremedim. Kadı kızının kusuruna nail olmuş bu film benim gözümde Zeki Demirkubuz’un en iyi filmlerinden biri olup, favorilerim arasında kendisine üst sıralardan yer bulmuştur. Kaçırmamalısın!

0 yorum:

Yorum Gönder

Sende düşünceni paylaşmak ister misin?