17 Ekim 2010

Wild Target (2010)



Sanırım Léon’dan beri ilk defa bir kiralık katile sempati duydum. Öldürmeyi bu derece sıradanlaştırmış bir karakterin sempatik taraflarını bu kadar ortaya çıkarabilmek büyük bir başarı olsa gerek.




İngiliz ve Fransız ortak yapımı Wild Target, Luc Besson filmlerinin de sahip olduğu keyifli yapıdan nasibini almış. Amerikan popüler sinemasının keyifli özelliklerini barındırırken, bunun yanında Avrupa Sineması tadını da tamamen kaybetmeden sunabiliyor.  Tam anlamıyla bir Avrupa Sineması örneği diyemem lakin hoş ve tatlı bir şey olmuş bence. Ucuz komedilerin tadımızı kaçırdığı şu son zamanlarda, bu filmin sahip olduğu naif mizah anlayışı ve sempatik karakterlerin kendi doğallıkları bulunmaz nimet.



Bill Nighy Léon karakterindeki  Jean Reno ile yarıştırılamayacak olsa da, hatırı sayılır düzeyde iyi bir performansla rolü kendisine yakıştırmayı başarmış. Emily Blunt ise zaten sevimli bir hanım olduğundan karaktere cuk oturmuş diyebiliriz. Ama ne olursa olsun benim favorim Rupert Grint’ti. Harry Potter filmleri dışında izlediğim tek filmi  Driving Lessons’taki performansına hayran kalmıştım zaten, üstüne bir de bu film eklenince kendisi favori oyuncularım arasında yerini aldı.



0 yorum:

Yorum Gönder

Sende düşünceni paylaşmak ister misin?