Bu film sanki profesyonel süsü verilmiş amatör bir film gibi. Fragmanını ilk izlediğimde bende cidden merak uyandırmasına rağmen, filmi sonuna kadar izlemek için gerçekten büyük çaba sarfettim. Çünkü filme dair iyi ayrıntılar yakalamak gerçekten çok zor ve bu ayrıntılarda zaten çok seyrek.
İlk olarak senaryosu çok bayağı ve tahmin edilebilir olduğu için film ilerledikçe ilginizi yavaş yavaş kaybediyorsunuz. Karakterler kendi içlerinde tutarlı olmadığı gibi, yeterince güçlü ve sağlamda değiller. Filmin Hint mitolojisinden beslenen kısımları belki ilk bakışta merak uyandıran, yaratıcı sekanslar gibi dursa da, bu kısımlardaki prodüksiyonun zayıflığından ve oyunculukların bayağılığından olsa gerek filme faydasından çok zararı dokunmuş. İşin ilginci oyunculuklar filmin genelinde de çok zayıf. Ara ara, birkaç sahnede oyunculuklarda doğallık yakalanmış olsa da, genele bakınca sırıtan, inandırıcılıktan yoksun oyunculuklar söz konusu.
Cansel Elçin’in yönetmen olarak filmdeki tek başarısı yakaladığı birkaç hoş plandan ibaret belki de. Filmdeki karakterlerin yeterince güçlü ve sağlam karakterler olmamasının en büyük sebebi, bulundukları ortam ve onlar için filmde yaratılan kimliğe tamamen tutarsız davranışlar içerisinde olmaları. Bunun sebebi Cansel Elçin’in Fransa’da geçirdiği yıllar olmalı. Karakterlerin Türk kimliğine sahip olduğunu bildiğimiz halde, yine de tavır ve davranışlarından ötürü onları bu kimliğe yerleştiremiyoruz mesela. Çünkü Türk insanının sahip olduğu genel davranışların hiçbirini sergilemezken, son derece Avrupai tavırlar içerisindeler film boyunca.
Filmin en büyük problemlerinden biri de mantıksal hataların son derece bol yapılmış olması. Senaryonun bir takım tutarsız ve dolayısıyla akıldaki soru işaretini cevaplayamayan öğelere yer veriyor olmasından ötürü her geçen dakika daha da sıkılıyorsunuz filmden.
0 yorum:
Yorum Gönder
Sende düşünceni paylaşmak ister misin?