31 Ocak 2011

Paranormal Activity 2 (2010)


İlk filmi izlediğimde tek kelimeyle kanım donmuştu. Hatta öyle ki, filmin jeneriğinde bir yönetmen ismi görmüş olmama karşın, filmin kurgusallığından şüphe etmiş, içimi söz konusu yönetmen Oren Peli’nin varlığıyla rahatlatmaya çalışmıştım. İkinci filmde ise yönetmen koltuğunu Tod Williams’a devretmiş Oren Peli fakat senaryoda yine parmağı var.



Tod Williams yönetimindeki Paranormal Activity 2’de aynen ilki gibi kan dondurucu atmosferinden hiçbir kayıp vermemiş. Filmi epey geç izlediğimden olsa gerek, uzun süre merak içerisinde beklemiştim, ve nasıl bir senaryoyla karşımıza çıkacaklar diye kaygılanıyordum. Büyük ihtimalle hikayeyi saçma sapan bir şekilde devam ettirerek büyüsünü bozacaklar diye düşünmüştüm fakat çok doğru bir karar verilerek, Katie ve Micah’ın hikayesinden sonrasını ele almak yerine öncesini ele aşmışlar. Film aslında söz konusu paranormal varlığın Katie’nin başına nasıl musallat olduğundan bahsediyor.


İlk filmde de gördüğümüz amatör kamera estetiği, benzeri birçok filmdeki gibi, insanın başını döndürüp, midesini bulandıracak bir sarsıntıya sahip olmamasına karşın, amatör bir kamerayla kaydedilmiş görüntü olduğuna inandıracak derecede başarılı bir şekilde uygulanmış. Olayların geçtiği eve hikayenin gereği olarak bazı durumlar ve şüphelerden ötürü güvenlik kamerası yerleştirilmiş olması da son derece yaratıcı bir yöntem olmuş açıkçası.
Yani diyeceğim o ki, eğer ilk filmi sevdiysen ve “O kadar çok korku filmi izliyorum ki artık korkmuyorum” diyorsan, ikinci filmde seni hayal kırıklığına uğratmayacaktır.

0 yorum:

Yorum Gönder

Sende düşünceni paylaşmak ister misin?