10 Kasım 2011

Contagion (2011)


Bazı sinemacılar vardır, yılların ardından unutulmayacak filmler üretmemiş olsalar da kendilerine has bir çizgiye sahip olan ve her filmlerinde bunu hissettiren. İşte Steven Soderbergh de onlardan birisi. El attığı birbirinden çeşitli yapımda, konular ve türler ne kadar farklı olsa da üslupta bir birlik sözkonusu.
Contagion, benzeri diğer filmlerden daha farklı bir kumaşa sahip. Demogoji oranı benzerlerine göre daha azken, gerçekçi yaklaşımı kat ve kat fazla. Dramatik altyapısı güçlü, oyunculukları abartısız ve sade...
Gerilim kategorisi altında izleyiciye sunulan birçok filme nazaran daha gerçek ve olası bir gerilimi hissettirmesi açısından da daha etkileyici bulduğum bir yapım.




Filmde özellikle temas yoluyla bulaşan bir hastalığın tüm dünyayı etkisi altına alışı anlatılıyor. Bu konu belki çok kolay ve işe yaraması garantili bir şekilde daha popüler anlatım biçimlerine el veren bir konu olmasına karşın, hikayeye dahil edilen politik atmosfer filmin ciddiyetini daha başından hissettiriyor. Fakat bu atmosfer içerisindeki bir takım enstantaneler yardımıyla daha filmin ortalarına gelmeden, sizi saran ve huzursuz eden, gerçek bir gerilime de maruz kalıyorsunuz.
Oyuncu kadrosunda yer alan birçok tanınmış yıldızın, filmin inandırıcılığına darbe vuracağını düşünmeme karşın az önce bahsettiğim abartısız ve sade oyunculuklardan olsa gerek, beni açımdan karakterlerin gerçekliği gayet yerindeydi. Hatta yönetmen bu isimleri ve oyunculuklarını hikaye içerisinde eritmeyi ve hikayeyle bütünleştirmeyi öylesine başarılı bir şekilde kotarmış ki, ne Kate Winslet'ı Kate Winslet olarak izliyorsunuz, ne de Jude Law'u Jude Law olarak...

Filmin IMDb Sayfası

2 yorum:

  1. Daha önce de sinemada yarısından çıktığım filmler olmuştu ama onlarda hep acil bir telefon geldiğinden ya da salon sahiplerinin saçmasapan uygulamalarına kızdığımdan çıkmıştım filmden. İlk defa Contagion'da filmden dolayı yarısında çıktım. İlk yarı bittiğinde kafamda şu fikir oluştu. Bu film herkes için değil konuyla ilgilenen tıp öğrencileri için çekilmiş. Bu filmi izlemek yerine konuyla ilgili bir tıbbi kitabı okusak farklı bir iş yapmamış oluruz. İkinci yarıda film farklı bir yola gidiyorsa bilemem ama ilk yarısından izleyicisini kaybeden bir film bana göre.

    YanıtlaSil
  2. Filme girerkenki beklentilerde önemli tabi. Açık konuşmak gerekirse, afişi görüp, oyuncu kadrosuna göz gezdirdiğimde, pop corn'la daha iyi gidecek bir film umuduyla girmiştim salona. Fakat sonrasında rahatsız olmadığı hatta hoşuma gittiğini farkettim. Belki bildiğimiz usul hoplatan, zıplatan gerilimlerden değil lakin değindiği konunun gerçekliği ve bunu işleyiş biçimi adeta bağımsız bir yapımınkine yakın. Farklılığı hoşuma gitti.

    YanıtlaSil

Sende düşünceni paylaşmak ister misin?